Yapımıyla Ekolojik/Doğal Yelkenli
Ekolojik Ayak İzi ve Karbon Ayak İzi
-
Her canlı gibi biz de ihtiyaçlarımız için doğanın/gezegenimizin sunduğu kaynakları kullanıyoruz. Bu yük doğanın baş edebileceği düzeyde olduğu sürece sorun yok. Ama değilse, bu tüketimi yeterince süratle yerine koyamayabilir. Bu da istenmeyen kalıcı değişikliklere yol açabilir.
-
Bir başka sorun da doğal alanları yok etmemiz. Ne için yok ediyoruz? Kendimizi beslemek ve barınmak için. Hem tarım hem de hayvancılık için çok geniş alanları dönüştürüyoruz ve bu sırada burada yaşayan canlıları ya yok ediyoruz ya da kaçırıyoruz. Sayımız çok arttığı için bu yıkımın boyutları da epeyce büyüdü.
-
Sadece alan açmıyoruz, açarken bir de dünyadaki biyolojik çeşitliliği azaltıyoruz. Biyolojik çeşitlilik canlılığın özü, en önemli itici gücü.
-
Son olarak da enerji elde etmek için oluşturduğumuz süreçler ve ayrıca yaşam tarzımız atmosferde daha fazla ısı tutan karbon temelli bileşiklerin miktarının artmasına sebep oluyor ve bu da dünyamızın normalde uzun dönemde değişen iklimsel dengeleri üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor. Şu anda büyük ölçüde biz insanların sebep olduğu bir iklim değişimi/krizi süreci içindeyiz.
Sonuncu madde doğrudan karbon ayak izimizle ilgili. Ne kadar kirletiyoruz? Hep birlikte dört maddeyse ekolojik ayak izimiz oluyor. Yani ne kadar doğa kullanıyoruz? Ben ayak izi yerine, yük demeyi tercih ediyorum. Evet, her canlının bir yükü var. Sorun, bunun aşırıya kaçması.

Kayığımızın Yapımının Ekolojik ve Karbon Yükü

Yapım aşamasında karbon yükünü arttıran başlıca kalem enerji tüketimi.
Aletler elektrikli, ağacın taşınma ve kesilmesinde yakıt gerekli. Bir de kullanılan malzemenin üretim ve taşınmasında tüketilen yakıt var.
Karbon yükü ekolojik yükün en büyük kalemidir ama bir kayık yapımı, ağaç kesimi ve malzeme hammaddesinin elde edilme süreciyle ekolojik yükü de arttırır.
Bir de ağaçların kesilmeden önce canlı olduklarını unutmamalıyız. Bu da bizi ekolojik etik alanına götürüyor.
Durum böyle olunca, en azından verdiğimiz zararı belli bir sınırda tutmamız gerekiyor. Gereğinden fazla yükseltmemeliyiz. Gereksiz tüketim ve israf yapmamalıyız.
Kayığımızda yerel ağaçlar ve geleneksel teknikler kullanıyoruz.
Dolayısıyla, tekne yapımcılığında ağacın en az ziyanla hazırlanması, titiz hesap, programlı çalışma ve işçilik önemli konular.
Kendinizi yerel üretimle sınırladığınızda her iki izi/yükü de düşürüyorsunuz. Yerel ağaçları kullandık. İthal ağaçlardan uzak durduk.
Yakıt tüketen fırında kurutma yerine, açık havada doğal kurutmayı seçtik.
Kayığımız geleneksel yöntemlerle yapılıyor. Bu da karbon yükünü düşürüyor. Çünkü modern malzeme üretimi daha fazla enerji gerektiriyor. Bir de doğanın kirletilmesi var.
Çok şart olmadığı sürece marin kontrplak, epoksi malzeme vb'den uzak durduk.
.jpeg)
Son ağaçlarımız doğal şekilde kururken
İlla en modern malzemeyi seçmedik. İşimizi gördüğü sürece daha basit malzemeye başvurduk. Örneğin, çoğumuzun ilgilenmeyeceği kendir halatlar da işimizi görüyor. Makaralarımız ahşap. Yelkenimiz bezden. Kayığımızın boyasının da son teknoloji ürünü markalar olması gerekmiyor.
Bizimki klasik yelkenli değil, geleneksel yelkenli. Prestij sembolü değil. Doğa için biraz çirkin gözükebiliriz.