top of page
104950559_4233103900063260_4196569082354

Faaliyetleri Ekolojik/Doğal Yelkenli

Faaliyetleri Ekolojik/Doğal Yelkenli

"Bir nesne yaparken veya bir eşya satın alırken bu eylem sadece karbon veya ekolojik ayak izlerinin en aza indirilmesiyle sınırlı kalmamalı... Bir bağımlılık ilişkisine mi yol açıyor, yoksa yeni kapılar mı aralıyor? ... Bir nesne veya eşyadan alınan mutluluk öyle olmalı ki, kendi rolünü önemsizleştirsin, mutluluğumuzun kaynağı o değil, onun üzerinden yaşadığımı ilişki olsun. Faaliyetlerimizde de bu ilkeye bağlı kalacağız."

Aslında sorun nesnelerle doğal ilişkimiz değil, dayatılan modern ilişki. Günümüz dünyasında nesneler sanki mutluluğun anahtarı onlarmış gibi sunuluyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de bağımlılık ilişkisine yol açarak bizi daha fazla nesne edinmeye itiyorlar. Bu şekilde tasarlanıyorlar. Nesneler, yani satın aldığımız ve tükettiğimiz eşyalar bizi daha fazla eşya arayışına itecek şekilde sunuluyorlar. Böylece giderek daha fazla nesne, yani eşya bağımlısı oluyoruz. 

Nesneler mutlu edebilirler. Ama bu şekilde değil. Hedef olmadan, hayatımızın amacına dönüşmeden, sadece kapasitemizi daha fazla ve daha farklı şekillerde ortaya çıkaran ve arttıran araçlar olarak. Özelikle kendi emeğimiz ürünü nesnelerle çok özel ilişki de kurabiliriz ama sonuçta hiçbir nesne bizi bir tüketim girdabına sokacak bağımlılığa sebep olmamalı. Her nesne, her eşya bizim doğal akışlarımızı/ritimlerimizi daha fazla ortaya çıkartmalı, onların yerini almamalı. Aynı şekilde faaliyetlerimiz de bunu yapmalı.

 

Ekolojik veya doğal yaşamın, yani doğallaşmanın özünde bu ayrımı yapabilmek çok önemli. O yüzden herhangi bir nesne yaparken veya bir eşya satın alırken bu eylem sadece karbon veya ekolojik ayak izlerinin en aza indirilmesiyle sınırlı kalmamalı. O nesneyi veya eşyayı nasıl kullanıyoruz, onunla nasıl bir ilişkiye giriyoruz; bu da çok önemli. Bir bağımlılık ilişkisine mi yol açıyor, yoksa yeni kapılar mı aralıyor?

Gökova Oraklar

Kayığın faaliyetlerinde de aynı ilke ön planda olacak. Elbette ilk önce karbon ve ekolojik ayak izlerimize dikkat edeceğiz. Tıpkı yapım aşamasında olduğu gibi, hem doğaya hem de genelde yerküreye en az zararı vermeye çalışacağız. Bu birinci mesele.

 

Ama bir de kendimize olumlu katkısı olmasını sağlamaya çalışacağız ki, işte burada mutluluk konusuna giriyoruz. Bu nesne, yani bu kayık, beni ve bana katılacak diğerlerini doğal anlamda nasıl mutlu edebilir? Öyle bir mutluluk olmalı ki bu, bizi mutlu ederken kendisi uzaklaştırsın, kendi rolü önemsizleşsin, mutluluğumuzun kaynağı o değil, onun üzerinden yaşadığımız ilişki olsun. Bu da ikinci ve asıl mesele. İlk önce birinciden başlayayım.  

Kayığımızın Seyirlerinin Ekolojik ve Karbon Yükü

04.jpg

Motor yok, jeneratör de düşünmüyorum. Rüzgarla yol alacak. Yelkenle. Ama yelkenler, yani arma modern olmayacak. Eski usul. Bez yelkenler, kendir halatlar, ahşap makaralar. Kayığımız aşağı yukarı fotoğraftaki kayığın tipinde olacak. 

 

Irgat mekanik olacak. Elektrikli araçlar zorunlu minimumda kalacak. Elektronik araçlarsa muhtemelen olmayacak. Bir tek tabii seyir fenerleri.

 

Yine de az da olsa elektriğe ihtiyaç var. Kayık yüz yıl önceyi canlandıracak ama konukları bu zamandan gelecek. En azından temel ihtiyaçların karşılanması gerekiyor. Güneş panelleri düşündüm. Bu şekilde enerji üreteceğim. 

Temel ihtiyaçlar derken, modern bir tuvalet de olacak ve tabii buna karşılık gelen pis su tankı. Mecburum. Suyu da yüzyıl önce olduğu gibi güvertede taşımayacağım, su tankı da olacak. Ama ne mutlu ki, motor olmadığı için mazot tankı olmayacak.

 

Dolayısıyla karbon yükü çok az olacak. Ama yıllık bakım ve kayığın demir atma ve çekme operasyonları az da olsa ekolojik yükü arttıracak. Elden geldiğince duyarlı olmaya çalışacağım.

Kayığımızda Yeme İçmenin Ekolojik ve Karbon Yükü

"Yeme içme de önemli. Ayarı kaçırmamak gerek... Tüketimimizi daha doğal düzeyde tutabiliriz...Gösteriş yüzünden gereğinden fazla pişiriyor, yiyor ve dolayısıyla tüketiyoruz. Kayıkta gösterişçi tüketimden uzak duracağız. "

Gelelim yeme içme ve günlük faaliyetlere. Aşırı su tüketimi, ses ve ışık kirliliği olmayacak. Önce çevreye ve o çevreyi paylaştığımız diğer canlılara saygı. Her şeyden önce onların evi gideceğimiz yerler.

 

Yeme içme de önemli. Ayarı kaçırmamak gerek. Hem tüketilen malzeme açısından hem de atık olarak. Son zamanlarda yeme içme alışkanlıklarımız karnımızı doyurma ve biraz da keyif almanın çok ötesine geçti, önemli bir atık kaynağına dönüştü. 

 

Biz de diğer canlılar gibi biyolojik atık ve çöp üretiyoruz. Bunu durduramayız. Ama bu tüketimimizi ihtiyacın ötesinde arttıran sosyal ve kültürel alışkanlıklarımızı sınırlayabilir, tüketimimizi daha doğal düzeyde tutabiliriz. 

 

Dolayısıyla miktar önemli. Abartmaya gerek yok. Bir de tabii yerel ve mevsimsel kalmak gerekiyor. Yerellik ilginç bir konu. Çizgi nerede? Düşünmek gerek ama çözene kadar elden geldiğince yerel diyeyim. Aksi, karbon yükünü de ekolojik yükü de arttırıyor 

 

Gösterişçi tüketimden de uzak duracağım. Gösteriş yüzünden gereğinden fazla pişiriyor, yiyor ve dolayısıyla tüketiyoruz. Kayıkta pek yeri olmayacak. 

WhatsApp Image 2022-02-11 at 15.59.06.jpeg

Mavi Yolculuk gezilerinde yeme içme bir zamanlar çok daha doğal düzeydeydi. Henüz bir prestij sembolüne ve tüketim aracına dönüşmemişti deniz gezileri.

Kayığımızın Seyirlerinin Ekolojik Katkısı

"Ekolojik/doğal yaşamayı sadece verdiğimiz zararı azalttığımız pasif bir şey olarak görmemeliyiz. Aynı zamanda bize de katkıda bulunan aktif bir şey olarak görmeliyiz. "

05.jpg

Gelelim ikinci meseleye. Verdiğimiz zararı en aza indirmek önemli ama burada sadece olumsuzu azaltıyoruz ama aynı zamanda olumluyu da arttırmalıyız. Bir nesne olarak kayığın doğaya en az zararı vermesini sağladım ama bana veya bize de olumlu katkısı olması gerekiyor. Hedef ekolojik/doğal yaşamaksa, kayık bunun doğallığa dönüş ayağını da gerçekleştirmeli. 

Yani ekolojik/doğal yaşamayı sadece verdiğimiz zararı azalttığımız pasif bir şey olarak görmemeliyiz. Aynı zamanda bize de katkıda bulunan aktif bir şey olarak da görmeliyiz.

İlk başta söylediğim gibi, amaç bir nesneye tapmak değil, onu kendimizi yeniden yaratacak şekilde kullanmak olmalı. Çoğu kez bu gözden kaçıyor ve nesnenin kendisine kilitleniyoruz.  

İnsanın mutluluğu, doğanın milyonlarca yılda onda yarattığı biyolojik ve fizyolojik süreç, ritim ve özelliklerinin tatminiyle doğrudan bağlantılı. Bu da en başta doğanın insanda yarattığı yaşamsal döngülere, yani yaşam tarzına göre yaşamaktan geçiyor. 

Yaptığımız veya kullandığımız her nesne ilk önce bunu sağlamalı. Sağlamıyorsa yaşamımızdan çıkartmalıyız. 

İtalya'dan bir örnek. Eski geleneksel yelkenlilerden bir leudo günümüze uyarlanmış

"Bunlar kalktığında zamanla mutsuzluk başlıyor. Bu yokluğu, bu açlığı bastırmak için tüketime kayıyoruz, aşırı tüketime. Bu da yerkürenin akışlarını/ritimlerini bozan bir yaşam tarzına yol açıyor. Yani yerkürenin rahatlaması insanların doğallığa dönmelerine ve bununla gelecek doğal mutluluğa ulaşmalarına bağlı."

Bir nesne olarak kayığın bize doğal yaşam anlamında yapacağı en önemli katkı, beni ve bizi, zihinsel ve bedensel doğal döngülerimizle baş başa bırakması olacaktır.  

 

Kayığımızı götürmek için kaslarımızı kullanacağız. Zihinsel becerilerimizle yönümüzü bulacak ve doğayı okuyacağız. Modern aletler değil, kendimiz bir şeyler yapacağız.

 

Böylece bedenimizdeki çeşitli doğal süreç, ritim ve döngüleri harekete geçirecek veya etkisini arttıracağız ve hem bunun getirdiği heyecanı hem de bunun sonunda gelen tatmini yaşayacağız. Çoğu kez bedensel tatmini atlıyoruz. İnsanın kendi elleri ve kafasıyla bir şeyler yapması gerçekten farklı bir mutluluk, insanı değiştiriyor. Daha da önemlisi kendine güveni arttırıyor, becerilerimiz ve becerdiğimizle mutlu oluyoruz. Ama eğleniyoruz ve keyif de alıyoruz. Hem de daha fazla, daha doğal, daha gerçek.

Burada iki tür ilişki var. İlki canlı ve cansız doğayla. Sadece deniz değil, sık sık kara da olacak. Modern aletlerden yoksun sadece bedenlerimizle gireceğiz bu ilişkiye.

İkincisi de bu macerayı, bu deneyimi paylaştığımız kişilerle. Beraber yatıp kalkacağız, yiyip içeceğiz ama en önemlisi beraber çalışacağız. Eylemsel beraberlik.

 

Kayık, eski tür bir yelkenli olduğu için özel kamaralar olmayacak. Ortak bir alan ve ortak bir topluluk ruhu öne çıkacak şekilde düşündüm kayığı. Paylaşım ve dayanışma öne çıkacak, bunu yeniden hatırlayacağız.

RandaSchooner2.jpg

Eski Bodrum yelkenlilerinden, motorsuz bir iş kayığı

Haz ve mutluluk hareketsizlik ve boş vermek olmak zorunda değil. Bunu modern yaşam dayatıyor. Bize yabancı hedefler için köle gibi ve tamamen doğamıza aykırı şekilde çalışınca böyle davranıyoruz. Kayık kendin için faaliyet olacak. Ama bir kaçış değil, yeniden buluşma, doğallığı keşif. 

 

İnsan hareketli ve gözlemci bir canlı. Haz veya keyif almasının ardındaki biyolojik süreçler bu ikisiyle yakından ilişkili. Bunlar kalktığında zamanla mutsuzluk başlıyor. Bu yokluğu, bu açlığı bastırmak için tüketime kayıyoruz, aşırı tüketime. Bu da dönüp dolaşıp yerkürenin akışlarını/ritimlerini bozan bir yaşam tarzına yol açıyor. Yani yerkürenin rahatlaması özünde insanların doğallığa dönmelerine ve bununla gelecek doğal mutluluğa ulaşmalarına bağlı. 

Bizi takip etmek için 

Teşekkürler

Kayık1934'e Bedenen Yardımcı Olanlar. Teşekkürler için bakınız.
Aslı Parlak, Aşkın Karaduman, Bülent Yükselen, Can Karahasan, Devrim Doruk, Ebru Çavuşoğlu, Esin Tekin, Gökhan Yılmaz, Gökay Şenavcı, Haluk Kuşakoğlu, Leyla Yıldız, Muhittin Erkut, Murat Gül, Özlem Yeşilada Binder, Silvana Ege Binder, Songül Yılmaz, Zeynep Dinçer

Kayık1934'e Çeşitli Şekillerde Katkıda Bulunanlar. Teşekkürler İçin Bakınız.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediyesi Zabıta Müdürü Deniz Özyıldız, Bodrum Belediyesi Güvenlik Amiri Serkan Kanik, Bodrum Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu, Ali Dokur, Ali Şenavcı, Ali Şengün, Barbaros Ergene, Bilal Karataş, Cana Üngün, Cem Gür, Çetin Akıncı, Deniz Kılıç, Devrim Devecioğlu, Erol Kurutaş, Fatih Avcu, Gonca Alpan Tursoy, Gökay Şenavcı, Haluk Bener, Hamdi Yörür, Kaan Kurutaş, Mehmet Uyargil, Murat Gül, Mustafa Özkeskin, Nacı Arıcı, Naftotopos.gr, Oğuzhan Ulutaş, Tanıl Tuncel, Thanasis Giannikos, Yaşar Anter, Yusuf Civelekoğlu, Zehra Denizaslanı

Kayık1934'e Maddi Katkıda Bulunan Destekçilerimiz - 118 kişi

Ahmet Demirel, Ali Boltaç, Ali Hakan Albayrak, Ali Sadık Boltaç, Ali Şengün, Arslan Ziylan, Aslı Parlak, Aslı Yurdanur, Aşkın Karaduman, Aycan Kan Ülkü, Aydın Evren Özol, Ayşe Sevinç, Azade Uslu, Behiye Zeynep Aktoğu, Beykan Askan, Burak Dikmenoğlu, Bülent Yükselen, Cahit Arseven, Can Karahasan, Canan Yurdacan, Candan Uca, Cem Turgay, Cemile Turgay,  Değer Altunay, Deniz Boltaç, Devrim Doruk, Ebe Suzan Öztürk, Ebru Çavuşoğlu, Elif Özgen, Esma Doğan, Feyha Karslı, Filiz Askan, Filiz Yavuz, Firuzan Güney, Fuat Aksun, Füsun Bumin, Gamze Özer, Gizem Yurdanur, Gonca Arayıcı, Gökay Şenavcı, Gökçe Altunay Solmaz, Gülin Demirok, Gürkan Güney, Güzide Akkün, Haluk Bener, Haluk Kuşakoğlu,  Handan Karakaş, Hüseyin Peker, Ilgaz Doğrul, İpek Boltaç, İsmail Doğan, İştar Gözaydın Savaşır, Jale Alpay, Jale Pasinli, Kaan Kurutaş, Kadiroğlu Salih Öztürk, Kebire Yıldız, Lale Ak, Lale Ferenc Smekal, Leyla Yıldız, Livio Manzini, Marion Feildel, Matthias Müller Senti, Mehmet Kütükoğlu, Mehmet Uyargil, Metin Göncü, Metin Hekimoğlu, Murat Gül, Murat Necioğlu, Murat Özkan, Mustafa Cem, Mustafa Paşalı, Mübeccel Yalçın, Müjgan Bener, Nazan Kemal Gökcan, Necibe Öztürk, Nesip Tolun, Nil Tütüncü, Nuran Akkılıç, Oğuzhan Ulutaş, Osman Can Özcanlı, Osman Özkan, Oya Balkanlı, Oya Yeşilada, Ömer Karahan, Peyman Arpacılar-Köllhofer, Recep Perk, Rengin Binder, Reyhan Alpay, Reyhan Bayındır Gönenç, Rıdvan Demirok, Romain Narcy, Ruşen Germirli, Saadet Coşkun, Sabahaddin Bilsel, Sabahat Hawker, Saliha Düzel, Samer Atasi, Sedef Kaynarkan, Sercan Çağlar Erel, Seval Yeşilada Akbaş, Sevil Bilgenoğlu, Sevinç Gülsayın, Songül Yılmaz, Tankut Ülkü, Tarkan Kahvecioğlu, Tümay Altınsoy Değirmenciler, Utku Özgür Ünlü, Vahdet Ünal, Vedat Zincir, Volkan Demirkan, Yaşar Yılmaz, Yaşare Kılıç, Yerten Kalfa, Yücel Yılmaz, Yücel Ziylan, Yüksel Aymaz, Zeynep Dinçer

Kayık1934'e Malzeme Katkısında Bulunan Destekçilerimiz - 10 kişi

Ahmet Kurt: Bir adet krom admiralti demir, Ahmet Parsoy: Bir adet admiralti demir, Ayhan Güneysu: Atölye için elektrik kablosu, Devrim Doruk: İki büyük ve bir küçük güneş paneli, cankurtaran yelekleri ve biraz halat, Haluk Kuşakoğlu: Kontrol kutusuyla 1 büyük güneş paneli, İş aletleri, Mehmet Çavaş: Bir adet pulluk demiri, rMetin Göncü: İş aleti, Murat Gül: Altı adet çift dilli makara, İş aletleri Nedim Karakartal: 100 kg'lık tonoz, Salih Bingül: Pusula Zehra Denizaslanı: Bir makara halat

Kayık1934'e Lojistik Katkıda Bulunan Kurum veya Şirketler

bodrum-belediyesi-logoB.jpg
BDMingB.jpg
Girit_Dernek.jpeg
Milas Belediyesi.jpg

Logo sırasıyla: Bodrum Belediyesi, Bodrum Deniz Müzesi, Bodrum Girit ve Yunanistan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Milas Belediyesi

Kayık1934'e Maddi Katkıda Bulunan Kurum veya Şirketler

Bodrum-Der.jpeg
main_logo_bottom.png

Logo sırasıyla: Bodrum Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği, Arka Ristorante Pizzeria

Kayık1934'ü takip etmek için

Teşekkürler

Tel: 0537-471-0029

bottom of page