T. Spratt tarafından yapılmış 1847 tarihli Birleşik Krallık Admiralti haritasında Bodrum tasviri
Doğal Yaşam Projesi - Motorsuz Ekolojik Yelkenli
Başaltından - Güverteye
"On yaşında tanıştım denizle. Yetmişli yılların ortası, Bodrum'da mavi yolculukların ilk yıllarıydı. Henüz boştu kıyılar. Ne bir tekne ne de bir insan görürdük bazen birkaç gün. Çalışıyordum. Yoruluyordum. Çoğu gece yattığım yeri bilmezdim.
Denizde ilk gecem başaltını göstermişti babam yatmam için. Vakit gelince girdim, uzandım ranzama. O ne? Tavanla aramda on santim ya var ya yok. Sanki bir tabuttaydım.
Yok, dedim, olmayacak. Aldım yatağımı, attım güverteye. Başımı tekrar yastığa koyduğumda ne göreyim? Tepemde binlerce yıldız, bana bakıyorlar. Öyle seyrettim onları dalıp gidene kadar. Yatış o yatış, bir daha başaltına dönmedim."
Timuçin Binder

Baba oğul seferde. Cihat Kaptan (Kurutaş)
İçeriden - Dışarıya
Dönmedim dönmemesine de, içinde büyüyeceğim, yaşayacağım dünya kocaman bir başaltıymış. Odalar, binalar, kentler. Duvarlar dünyası. Fiziksel olduğu kadar düşünsel, ideolojik, kültürel duvarlar.
O gece farklı bir şey hissetmiştim. Peşinden gittim hep onun. Anlamaya çalıştım. Her karşılaştığımda onunla duvarların dışında, sanki beni daha engin bir şeye dönüştürüyordu. İçimdeki beni, o sınırlı, sınırlandırılmış beni, çevreme yayıyordu. Sanki duvarların dışına çıkarken aslında içeri giriyordum. Meğer dışarısı güverte değil de içinden çıktığım başaltıymış.
Galiba bu proje o gece doğdu?
Modern Seçenek
Bana sunulan hayata bakıyorum, uygarlığa, modern yaşama. Tekdüze, aynılaştıran, her şeyi ve her yeri giderek birbirine benzeten günlük döngüler. Doğallıktan kopartılmış, paketler halinde gelen faaliyetler, belli kalıplara sıkıştırılarak köreltilen yaratıcılığımız. Çalış ve harca, satın al ve sahip ol. Nesnelerle sıkıştırılmış mutluluk. Her şeyin ama her şeyin sürekli ve süratle tüketildiği bir dünya.
Tablo pek hoş değil. Hırs, bencillik, ekonomik zorluklar, büyük gelir uçurumları, yoksulluk, savaşlar, mülteciler, etiksizlik, algısal ve düşünsel vasatlaşma. Doğal felaketlerin dozu da giderek artıyor. Yerküre çok kızmış bize sanki. Depremler, orman yangınları, olağanüstü iklim olayları, azalan kaynaklar, ekolojik yıkım, kuraklık, salgınlar, soyu tükenen ve yaşam alanları kaybolan canlılar.
On bin yıl önce başlattık bu dünyayı. Kolaylaştırmak için hayatlarımızı ama galiba efendimiz olup bizi geldiğimiz yerden, yerküreden, asıl kaynağımızdan koparttı. Sanki hepimiz ve her şey bu sistemin ayakta kalması için varız.
Yerkürede ve Yerküreyle Yaşamak
Can sıkıcı bir tablo. Hiç mi iyi bir şey yok? Var elbette. Yaşamak güzel bir duygu. Duvarların ötesine geçtiğimizde, örneğin, kendimizi dağlara vurduğumuzda, denize açıldığımızda, bir su kenarında oturduğumuzda, ağaçların arasında dolaştığımızda, kısacası doğayla buluştuğumuzda, itirazsız hepimiz mutlu oluyoruz, kendimizi daha huzurlu ve daha güzel hissediyoruz. Kendi yarattığımız dünyada bunu yakalayamıyoruz. Neden?
Uygarlığımız sürekli çeşitli yöntemler icat ediyor mutlu olmamız için ama görünen o ki, doğada geçirdiğimiz zamanın yerini hiçbir şey tutamıyor. Belli ki doğayla aramızda, muhtemelen milyonlarca yıl geriye giden bir bağ var. Belli ki yerküreyi böyle daha sık yaşamalı, bir şekilde modern hayatlarımıza katmalıyız. Hatta belki de uygarlığımızı yeniden tasarlamalıyız.
Kendimi Değiştirebilirim - Kayık1934
Şu anda orada değiliz. Belki hiçbir zaman oraya varamayacağız. Belki bu yaşam tarzımızı her şeye rağmen sürdürmekte ısrar edeceğiz. Yine de ümitliyim, yerküre için, doğa için, diğer canlılar için ümitliyim. Bir gün yerküreyle daha uyumlu yaşamaya başlayacağımıza inanıyorum.
Ama beklemek istemiyorum. Geldiğimiz noktanın yerküremiz için, doğa için ve bizim için yanlış olduğunu düşünüyorum. O yüzden de yerküreyle büyük çelişki içindeki modern yaşam yerine, beni var etmiş yine aynı yerküreyle buluşmak, onu anlamak, öğrenmek ve yaşamımın geri kalan kısmını onun parçası ve elçisi olarak sürdürmek istiyorum.
Bilerek seçiyorum elçi sözcüğünü. Kendimi bulunmaz Hint kumaşı sandığımdan değil. Birilerinin yerkürenin ve doğanın sesi olması gerekiyor. Tek olmadığımı düşünüyorum ve bu sebeple benim gibi düşünenlere, hissedenlere bu kargaşanın içinde ufak bir aralık olacak bir mekân yaratmak istiyorum.
O mekân bu yelkenli. Kayık1934 projesi her şeyden önce bu.

Nuh’un Gemisi mi? Hayır Utnapiştim, ben Kalipso’yu reddediyorum
Nuh’un Gemisi mi diyor bazı arkadaşlar? Benzerlik var. Ustalara boyun eğmeyince birkaç arkadaşla birlikte bana kaldı bu 11.5 metrelik kayığı bitirmek. Benzerlik buraya kadar. Nuh ya da ondan önceki Utnapiştim var olan düzeni kurtarmak için inşa etmişlerdi gemilerini. Amaçları, mevcut uygarlığın ilahi düzene göre sürdürülmesiydi.
Başka bir öykü daha var. Odysseus’un öyküsü. Tanrıça Kalipso Odysseus’u adasına kapatmıştır. Onu ölümsüzlük vaadi ve daha birçok çekici şeyle orada tutmaya çalışmaktadır. Yine de o yurdum, sevgili adam İthaka demektedir. Sonunda izin verir gitmesine. Derme çatma teknesini yapıp tehlikeli denize atılır. Kalipso’yu günümüz uygarlığına benzetiyorum. Bizim adamız da yerküremiz.
Kayık1934 projesi de böyle bir yolculuk. Yoksa bu proje, kontrolden çıkmış modern uygarlığımızı sürdürülebilir düzeye getirmeyi savunmuyor. Sürdürülebilirlik bence bir kandırmaca. Çünkü sınırlı bir gezegende mirasyediler gibi yaşama fikrinden vazgeçirmiyor. Yerküre bir miras değil, varlık sebebimiz ve doğal mutluluk kaynağımız.
Geldiğimiz nokta ilk önce zihinsel bir yolculuk, zihinsel bir dönüşüm gerektiriyor. Bizi var etmiş yerküreyle aramızdaki kökensel bağı anlamalı ve kendimizi buna göre dönüştürmeli, yeniden yaratmalıyız. Ben o yolculuğun kayığını yapıyorum. Tabii ufak, çok küçük ölçek bir yerel girişim. Elimden bu kadarı geliyor. Varsın deli desinler, bir yerküreli olarak bundan daha anlamlı bir uğraş göremiyorum.
Kayık 1934 Projesi:
-
Ticari bir girişim değil. Sırf keyif için bir tekne yapmak da değil.
-
Bu bir yerküreye dönüş hareketi. Bir doğal yaşam, yani ekolojik yaşam projesi.
-
Yaklaşık yüz yıl önce var olmuş 12 metrelik bir yelkenliyi yeniden yaratıyoruz. O günkü haliyle, motorsuz. Sadece yelkenle yol alacak.
-
Tekne ustası değilim ama bu teknenin ustası sonunda ben oldum. Birkaç arkadaşımla yapıyoruz kayığımızı.
-
Projemizin mali kaynağının önemli bir kısmı bireysel desteklerden geliyor. Çoğunluk nakit yardımında bulundu. Kimisi malzeme verdi. Bu desteklerin karşılığı bir şekilde projeden yararlanmak ve projeyi paylaşmak olacak.
-
Proje sadece proje destekçilerine ve doğal/ekolojik yaşam bağlamında yapacağımız etkinliklere açık olacak.
Yerküreye Dönüş – Doğal/Ekolojik Yaşam
Neden bizi en çok mutlu eden yer hâlâ doğa? Çünkü son on bin yıldır bir çelişkiyi yaşamakta ısrar ediyoruz.
Bir yanda milyonlarca yıl yerkürenin döngülerine göre şekillenmiş bir evrimin yarattığı bedenlerimiz, yani biz. Diğer yanda, kendimizi hiç de doğamıza uymayan günlük ve yıllık döngülerine zorladığımız kendi ürünümüz yapay bir dünya. İlk fırsatta doğaya kaçma nedenimiz işte bu çelişki. Bedenlerimiz sezgisel olarak bizi doğal alanımıza ve doğallığa dönmeye zorluyor. Mutluluk özünde bedensel bir şey, doğadaki seslere, şekillere, akışlara göre evrilmiş bedensel bir süreç. Oysa biz çok farklı bir ortamda yaşamayı dayatıyoruz.
İşte ekolojik yaşam her şeyden önce bu çelişkiyi çözmek, sadece çözmek de değil, daha üst düzeye taşımak demek. Sadece ihtiyaçlar için yaşamaktan arzular için de yaşamaya geçmek demek. Modern uygarlık ihtiyaçlar ve gereklilikler üzerine kurulmuş bir dünya. Bedensel doğal arzularımıza ne fırsat ne de yer sağlıyor. Sağladığında da bunu sadece nesneler üzerinden yapıyor, satın alıp tükettiğimiz nesneler.
Evrildiğimiz doğallığa dönmemiz gerekiyor. Bu da modern uygarlığın temel ilkelerini ve dilini yeniden gözden geçirmeyi gerektiriyor. Günümüz koşullarında tekrar yerkürede ve yerküreyle, yani doğal nasıl yaşayabiliriz? Bu bağlamda ilk anda bazı ilkeler akla geliyor:
Projenin Hedefleri
Projemizin ana hedefi ekolojik yaşamak ve buna öncülük etmek. Ama bazı ek hedeflerimiz de var. Daha fazla ayrıntı için her birinin kendi sayfasına gidebilirsiniz.
Ana Hedefimiz Ekolojik Yaşamın Tanıtılması: Ekolojik yaşam felsefemizi anlatılmak, tartışmak ve yaşamak için kayığımızda ve kayığımızla çeşitli atölyeler ve etkinlikler düzenleyeceğiz.
.jpeg)
.jpeg)


Geleneksel Denizcilik ve Yelken Araştırmaları: 1850-1930 dönemi denizcilik kültür ve yelkenciliğini kavramak için kayığımızla hem kendi armasını hem de farklı yelken armalarını kullanarak çeşitli deneysel seyirlere çıkacağız. Bunların sonuçlarını çeşitli yayın, konferans ve etkinliklerle paylaşacağız. Bu alanda, Bodrum Deniz Müzesiyle işbirliği içinde çalışacağız.
Projemizi Desteklemek İçin
Ticari hedefim yok ama kaynaksız da hiçbir şey yürümüyor. Bu kaynağı kendi gelirim ve destekler olarak düşündüm. Tüm projeyi karşılayacak bir birikim yoktu elimde. Beklemek istemedim. Kalan miktarın projeye ilgi duyacaklardan geleceğini düşündüm. Ama ustaların iş ahlakından yoksun olması ve yaşadığımız büyük ekonomik değişimler kayığın yapım bedelini beklenenden çok arttırdı. Yanılmamışım, burada imdadıma yerküreyi benim kadar seven ve çoğu tanımadığım dostlar yetişti. Bu arada, bu destekler sayesinde projenin çevresinde bir topluluk oluşmasını arzuluyordum. Ufak bir topluluk olduk.
Bağış Değil, Takas
Nedense destekler bağış şeklinde olmasın istedim, karşılığında bir şey vermek istedim. Yani bir tür takas sistemi. Ne verebilirim diye düşünürken çok farklı bir yelkenlide farklı bir yaşam deneyimi sunabileceğimi düşündüm. Böylece çeşitli seyirler ve etkinlikler hazırladım. Aşağıda birkaç örnek var. Tamamını Destek sayfamızda görebilirsiniz. Tüm yapmanız gereken, düşündüğünüz destek oranında bir paket seçmek.
Örneğin, tatile çıkacaksanız bu şekilde değerlendirebilirsiniz. Tabii ekolojik yaşam ve denizcilikten hoşlanmanız gerekiyor. Ya da bizim gibi düşünüyorsanız, projeye çok daha fazla dahil olabilirsiniz bu şekilde. Kimi destekçilerimiz şimdiden çok daha fazla içine girdi projemizin. Ekolojik yaşam da bu zaten: paylaşarak yerküre üzerindeki yükümüzü azaltmak.
Destek paketlerimiz hakkında daha fazla bilgi için:
Desteğiniz karşılığında ne sağlayacaksınız?
1. Çok farklı ve son derece nadir bir kültürel ve ekolojik duyarlılık ve farkındalık projesinin parçası olacaksınız ve adınız sitemizin destekçiler sayfasında yer alacak. İstemez misiniz böyle bir girişimin ilkleri arasında olmak?
2. Araştırma ve çalışmalarımızı desteklemiş olacaksınız. Kitap, belgesel vb ürünlerimizde adınız yer alacak.
3. Katkınız yelkenlimizin yapımında gerçekleştiyse, adınız, kayığımıza yerleştireceğimiz plaketin üzerinde sonsuza kadar yer alacak.
4. En büyük kazancınız Doğa ve Deniz Seyirlerimiz. Desteğinizin miktarına bağlı olarak size çeşitli paketler sunuyoruz. Tamamını destek sayfamızda görebilirsiniz. Örneğin, çok fazla projemizin içinde olmak istemiyorsanız bile, tatilinizi bu şekilde değerlendirebilirsiniz. Böylece tatil seçeneğiniz yararlı bir amaca da hizmet etmiş olur.
Destek Paketlerimizden Birkaç Örnek
Burada sadece birkaç örnek var, daha fazlası için Destek sayfamıza gitmeniz gerekiyor.
Destek paketlerinin fiyatlarına yeme-içme, Türkiye dışındaki liman ücretleri yurtdışına çıkış ve transitlog masrafları dahil değildir.
Otuz yaş altıysanız %50'ye kadar çıkabilen indirimlerden yararlanabilirsiniz.
Destek paketlerimiz hakkında daha fazla bilgi için:
TANIŞMA
Deniz ve Yıldızlar - T6
Burada yıldız meraklıları için iki gecelik bir geceyüzü deneyimi sunuyoruz. Aletsiz doğal gözlem. Geceyüzü, yani yıldızlar, proje yaratıcısı kaptanımızın özel ilgi alanlarından biri. Size takımyıldızları, burçları ve yıldızları tanıtacak ve bunlarla ilgili antikçağ mitolojileri ve astrolojilerini anlatacak. Her gece farklı bir yerde demirleyeceğiz.. Şanslıysanız meteor yağmuruna da denk gelebilirsiniz.
Süre: 3 gün-2 gece.
₺4500 (1 kişi) / 6750 (2 kişi)
DENİZ VE DOĞA
Gökova / Bozburun - D1
Burada, başlıkta belirtilen körfezlerden birinde olmak üzere, yelken ile doğa/dağ yürüyüşünü birleştiriyoruz. Sabahları 8 ila 12 km yürüyüş yaparak dağları, yelkenle de kıyıları keşfedeceğiz. Doğayı hem fiziksel hem de düşünsel keşfedeceğiz. Ayrıca sayısız antik kalıntı üzerinden tarihi bir dokuyla da karşılaşacaksınız. Size, bu seyir sırasında, aynı zamanda antropolog, arkeolog, denizci ve doğa savunucusu olan, projenin yaratıcısı kaptanınız rehberlik yapacak.
Süre: 4 gün - 3 gece.
₺5000 (1 kişi) / 7500 (2 kişi)
GELENEKSEL DENİZCİLİK
Başlangıç Atölyesi - G1
Bu paket, geleneksel yelkencilik tutkunları veya meraklıları için bir başlangıç atölyesidir. Çıkacağımız en yüksek rüzgar 4 kuvvet olacak. Temel yelken komutları ve terimlerini, yelken arması ilkelerini, makara ve palangaları, temel düğümleri ve örgüleri, hareketli arma ve yelkenlerin hazırlanma ve bakımlarını ve bir parça da geleneksel denizcilik tarihi öğreneceğiz.
Süre: 3 gün - 2 gece
₺5000 (1 kişi) / 7500 (2 kişi)
MAVİ KEŞİF
Deniz, Doğa, Karia - M1
Bu paket, doğa ve yelkene ek olarak tarih ve arkeolojiyle ilgilenenler için. Mavi Keşif paketleri, Mavi Anadolu Hümanizmi akımını başlatmış Halikarnas Balıkçısı ve arkadaşlarının mavi yolculuklarını yeniden canlandırmak için tasarlanmıştır. Bölgedeki arkeolojik kalıntılar ve Mavi Anadolu Hümanizminin ana ilkeleri üzerinden hem antik hem de Roma/Bizans dönemlerini keşfedeceğiz. Bu paket için, antik dönemde Karia'nın birer parçası olan, başlıktaki bölgelerden birini seçeceğiz. Size, bu seyir sırasında, aynı zamanda antropolog, arkeolog, denizci ve doğa savunucusu olan, projenin yaratıcısı kaptanınız rehberlik edecek.
Süre: 5 gün - 4 gece.
₺9500 (1 kişi) / 14250 (2 kişi)
MAVİ KEŞİF
Doğa ve Felsefe - M3
Bu paket doğa ve yelkeni, entelektüel sohbetlerle birleştiriyor. Projemizin ruhuna uygun olarak, ekolojik sorunları, ekolojik yaşamla ilgili soruları ve ekolojik felsefeyi araştırıp inceleyeceğiz. Ancak felsefe, tarih, arkeoloji, antropoloji, etik vb. alanlardaki ekoloji dışı konuları da irdeleyeceğiz. Sohbetlerimizi bazen kayıkta kalıp, bazen de kıyıda bir kamp ateşi etrafında yapacağız. Tüm bunları, aynı zamanda antropolog, arkeolog, denizci ve doğa savunucusu olan projenin yaratıcısı kaptanınızla yapacaksınız.
Süre: 5 gün - 4 gece.
₺10000 (1 kişi) / 15000 (2 kişi)
ARAŞTIRMA SEYİRLERİ
Ege Geçişi - A2
Bu geleneksel yelken ve denizcilik araştırma projesidir. Belli bir geleneksel yelken armasıyla Ege'yi, Kikladlar yoluyla doğudan batıya ve tekrar geriye geçeceğiz. Sadece yelkenle, motorsuz.. Geleneksel yelken armalarını karşılaştıran çalışmanın bir parçası olarak bu seyri farklı armalarla da tekrarlayacağız. İlki, sakoleva armayla yapılacak. Bu çalışmanın bir parçası olmak istiyorsanız, desteğiniz için bu seçeneği işaretleyebilirsiniz. Seyir sırasında, kayığımızın günlük etkinliklerine katılarak bize yardımcı olacaksınız. Karşılığında, araştırma ekibinin üyeleri arasında adınız olacak.
Süre: 7 gün - 6 gece.
₺17500 (1 kişi) / 26250 (2 kişi)
Projenin Yaratıcısı
Merhaba, adım Timuçin Binder. Her anlamda biçim aldığım yere gelince, Güney Ege’nin doğasında büyüdüm. Merkez Bodrum'du. Ama 1970’lerde çocuk yaşta deniz turizmiyle, mavi yolculuk turizmiyle tanıştığım için bol bol denizdeydim. Bir de her fırsatta dağlarda.
Eğitimime gelince, haliyle sadece doğada büyümedim, çocukluğumdan beri bol bol okudum, araştırdım, öğrendim. Orta, lise Bodrum’da, devlet okulunda. Üniversiteyse, ABD'de Purdue Üniversitesi Makine Mühendisliğinde başladım ama son yılımda vazgeçip tekrar denize döndüm. Daha sonra UC Berkeley Üniversitesi'nde baştan başlayıp antropoloji ve arkeolojiden mezun oldum.
Çok şeyle uğraştım, biraz dağınık da yaşamış olabilirim. Çeşitli meraklarım oldu, çeşitli konulara daldım ama bir merakım hiç değişmedi. Doğa. Zaten kendimi de doğa insanı, ekolojik insan olarak tanımlıyorum. Her zaman doğada oldum bir şekilde. Bedenen olmasa, manen, kafamın içinde bir yerlerde.
Ama son yıllarda bu biraz değişti. Modern yaşamın getirdiği büyük değişim, doğaya, ekolojik yaşama verdiği zarar ve bunu sorumsuzca, hiçbir değeri, ilkeyi düşünmeden, genellikle sadece para hırsı için yapmaya başlaması beni çok rahatsız etmeye başladı.
Sonunda bir şeyler yapmaya karar verdim ve bu proje çıktı ortaya. Tek başıma giriştim buna ama şimdi bir biz olduk. Küçük bir grup. Umarım daha da büyüyeceğiz.
Bu yelkenliyi keyif için yapmıyoruz. Elbette keyif de alacağız. Keyifsiz olur mu? İlk önce yaşamamız ve mutlu olmamız gerekiyor. Demek istediğim, amacımız sadece kendi mutluluğumuz değil.
Bu bir ekolojik sorumluluk projesi her şeyden önce. Tutkumuz doğa, hem doğal yaşamak hem de doğa için bir şeyler yapmak, becerebilirsek, insanların bir parça farklı düşünme ve yaşamalarına katkıda bulunmak.
Daha fazla bilgi için:
.jpeg)