Motorsuz Ekolojik Kayık: Sakoleva Tırhandil
Bir kayığın veya teknenin ilk önce bir gövdesi olur, suyun üzerinde durmasını sağlayacak. Tırhandili seçtim.
Sonra yelkenleri olur, belli bir şekilde tasarlanmış ve yerleştirilmiş. Arma deriz ona denizcilik dilinde. Sakoleva olsun dedim.
Ve bu ikisinin birleşiminden özgün bir tip doğar gövdeyle armayı birleştiren. Adı olur o tipin. O da sakoleva tırhandil.
En sonunda da karakteri olur, huyu suyu. Sert, hızlı, ağır, dayanıklı, koşan gibi. Bu da doğacı, yaban, doğal bir ekolojik yelkenli.

Ege’nin zengin bir geleneksel kayık geleneği var. Perama, tırhandil, çırnık, trata, piyade, skafi, karovaskaro vb çeşitli gövde formları olmuş geçmişte. Bunların arasında hâlâ iyi kötü varlığını sürdüren bir tek tırhandil kalmış.
Projenin bir hedefi de Ege’nin geleneksel denizcilik kültürünün korunmasına katkıda bulunmak. Bu yüzden kayığın gövdesini tırhandil olarak seçtim. Devam ...

Ege'nin bir de bir geleneksel yelken armaları var: Kare, latin, randa, pena, pıraçera, sakoleva. Birkaç randa ve latin örneği dışında hiçbiri yok artık. Ege'nin geleneksel denizcilik kültürü derken yelkeni atlayamazdım. Maalesef herkes atlıyor ve sadece gövdeleri hatırlıyoruz.
Yelkenler için derin geçmişe inmek gerek. Bu işe soyundum. Amacım, geleneksel yelkenlilerini geri getirmek ama altı geleneksel üstü modern olarak değil. O yüzden ana arma olarak sakolevayı seçtim. Devam ...

Tırhandil gövde, sakoleva arma derken bu ikisini birleştiren bir geleneksel kayık tipi de olmuş. 1930'ların sonuna kadar. Epey yaygınmış da. Sadece belli yerlerde değil, tüm Ege'de kullanılmış. Ve tabii Bodrum'da da.
Üstelik bir de fotoğraf buldum Bodrum limanında bir sakoleva tırhandil gösteren. Üzerinde de bir tarih: 1934. Projenin adı böyle doğdu. Sevdim sakoleva tırhandili ve ekolojik yelkenlimiz bu olsun dedim. Devam ...

Yelkenlimizin en önemli yanı ekolojik, yani doğayla uyumlu olması. Yerküremizi yormasın istedim. O yüzden motorsuz. Bir de onunla denize açılanları mutlu etsin istedim. O yüzden de ekolojik. Ekolojik yaşamanın özünde keyif almak olmalı. Ama modern yaşamın dolandırıcı mutluluğu değil. Doğalla ve doğallığımıza dönüşün getireceği bir mutluluk, bir keyif alma. Uzun süredir kaybettiğimiz. Bugünkü ekolojik krizlerimizin ardında modern insanın mutsuzluk krizi var. Yelkenlimizin ekolojikliğinin temelinde bu ilkenin hayata geçirilmesi var. Nasıl yapacağız bunu? Devam ...