1930'larda Bodrum limanında yelkenli iş kayıkları (Foto: Ali Şengün Arşivi)
Projenin Esin Kaynağı: Geleneksel İş Kayıkları
“Bir iş yelkenlisi özellikle dikkatimi çekmişti. Sakoleva yelkenli tırhandil. Bu ikili, tırhandil gövde ve sakoleva arma, muhtemelen tamamen Ege'ye özgüdür... Sonunda 1934 tarihli fotoğrafı bir kez daha incelerken bir karaltı dikkatimi çekti. Bu bir sakolevaydı. Bulmuştum. Böylece Kayık1934 projesi doğdu.
Projenin bir esin kaynağı da Bodrum ve Ege'nin artık var olmayan geleneksel iş yelkenlileri ya da yerel deyişle gayıkları ve onların arasından da özellikle biri. Bu sayfa onun yeniden keşfinin öyküsü.
Geleneksel iş yelkenlileri makine döneminden önce haliyle sadece yelkenliydiler. Artık bunlardan ne bizde ne de komşu Yunanistan'da var. Motorlu tek tük örnekler dışında. Ama projenin konusu bunlar değil, özgün halleriyle iş yelkenlileri, yani artık sadece fotoğraflarda görebildiğimiz yelkenliler.
Bir fotoğrafla başladı bu proje diyebilirim. 1980'lerin başında tesadüfen gördüğüm, kartpostala dönüştürülmüş eski bir fotoğrafla. Hemen olmadı her şey elbette. Yıllar geçti ama sonunda bu sakoleva tırhandil projesi çıktı ortaya.
Başlangıç

1980'lerde satın alınmış ilk fotoğraf. 1930'lar Bodrum Limanı.
Bu iş yelkenlileri, eski fotoğraflar ve onları anımsayan birkaç yaşlı denizci dışında tamamen silinmiş artık toplumsal belleğimizden.
İlk fotoğraflar 1980'lerin başında belirmişti. Hatırlıyorum. İlk kez Cingöz Kırtasiye'de böyle birkaç fotoğraf görmüş ve hemen birer tane satın almıştım. Hâlâ duruyorlar.
Uzun süre çok fazla fotoğraf yoktu Bodrum'un bu eski yelkenlilerine dair. Son yıllarda özellikle Ali Şengün gibi eski fotoğraf koleksiyoncuları sayesinde bu sayı arttı, bazı çok değerli fotoğraflar çıktı.
Bu süreç sırasında önemli bir dönüm noktası da 2011 yılında açılmış Bodrum Deniz Müzesidir.
“Bodrum limanı kısır sayılmazdı. Elli, altmış tonluk paraçetalar ve tirhandillerden tutunuz da, sürü kemanbaş ve baltabaş kayıklar dalgalarda oynarlar.” Halikarnas Balıkçısı, Mavi Sürgün
Kırk civarında yelkenli modeliyle açılmıştı müze ve bunların arasında çok sayıda 1930 ve 40'lara ait yelkenli vardı. Bu modellerin ardındaki kişi, Bodrum'un artık aramızda olmayan sayılı tekne ustalarından Ali Kemal Denizaslanı’dır. Yaşlı denizcilerden, fotoğraflardan ve kendi anılarından yararlanarak yapmıştır bunları.
Fotoğraflar ve müzedeki modeller sayesinde Erken Cumhuriyet dönemi Bodrum kayık ve teknelerine dair kaba bir çerçeve çıkmıştı. Ama neyin ne olduğunu anlamak ve yelken armalarını çözmek için bunu daha geniş bir çerçeveye oturtmak gerekiyordu.
Bu da Yunanistan'dan geldi. Komşunun çok daha zengin fotoğraf arşivleri ve müzelerindeki bilgiler sayesinde bir anda Bodrum yelkenlileri sırlarını vermeye başlamıştı.
Sakoleva
Bu araştırma sırasında bir iş yelkenlisi özellikle dikkatimi çekti: Sakoleva yelkenli tırhandil.
Sakoleva artık pek bilinmiyorsa da, Ege'nin antik çağdan gelen en eski yelken armalarından. Tırhandilse ilk kez 1600’lerin ortasında belirmiş bir gövde biçimi. Bu ikili muhtemelen tamamen Ege'ye özgü.
Peki Bodrum'da da olmuş muydu bu sakoleva arma yelkenliler? Evet, olmuş. Fazla fotoğraf yok ama olanların neredeyse hepsinde demirli sakolevalar var ve öyle ufak piyadeler de değiller.
Aşağıdaki 1856-59 tarihleri arasında çekilmiş ve Bodrum limanının kale tarafını gösteren fotoğrafta en az iki sakoleva görülüyor. En soldakinde çapraz sereniyle sakoleva yelken apaçık gözüküyor. Hemen yanında serenlerine sarılmış iki de kare yelken var.

Bodrum Kalesi'nden bakıldığında limanda sakolevalar. 1850 yılları. Beazley Archive - University of Oxford, Newton's Expedition
Daha geriye de gidebiliyoruz:
Osmanlı'ya 1776-1792 tarihlerinde Luigi Mayer adlı bir ressam gelmiş. Britanya Elçisi Ainslie'nin desteğiyle çeşitli kentleri resmetmiş. Bodrum'u da.
Aşağıdaki Bodrum tablosunun sağ kenarında büyük bir sakoleva var. Solda ileride de bir veya iki ufak sakoleva daha var. Hem yelkenli hem de kürekliler.
Bu resim yapıldığında tam orada bu sakolevalar var mıymış bilemeyiz ama sonuçta tabloda ayrıntılı bir sakoleva arma kayık görüyoruz

Bodrum'a yaklaşan bir sakoleva. Luigi Mayer 1776 - 1794
1934 Tarihli Fotoğraf
Demek Bodrum sakolevalara aşinaymış. Peki, yirminci yüzyılda durum neymiş? Bu sayfanın kapak fotoğrafı 1930'ların başındaki Bodrum limanını gösteriyor. Sakoleva görülmüyor. Başka fotoğraflarda da küçük veya büyük sakolevayla karşılaşmayınca ümidimi yitirmiştim. Meğer daha dikkatli bakmalıymışım.
Sonunda 1934 tarihli aşağıdaki fotoğrafı bir kez daha incelerken bir karaltı dikkatimi çekti. Sol alt köşede. Sadece bir direk ucu ve seren görülüyordu ama bu bir sakolevaydı. Fotoğrafın o kısmını büyüttüğümde herhangi bir kuşkuya yer kalmamıştı. Bulmuştum.
Sakoleva piyade fotoğraflarıyla karşılaşıyordum, bizde tulum yelkenli dedikleri yelkenleriyle, ama onlarla ilgilenmiyordum. Direği biraz daha gerideki türü arıyordum. Bu oydu. Şansıma fotoğrafta tarih de vardı. 1934. Böylece projenin adı da belli olmuştu: Kayık1934 .


Sol üstte 1934 tarihli fotoğraf. Burada sol alt köşede bir sakoleva gözüküyor. Sağ üst bu sakoleva büyütülmüş görünümü.
Sakoleva Tırhandil
Sakolevamızın gövdesi pek belli değildiyse de tarihsel ve kültürel öneminden dolayı kayığın gövdesini tırhandil olarak seçtim. Evet, tırhandil hem Ege hem de Bodrum’da bugün en sık rastlanan geleneksel gövde tipi ama bu şimdi böyle. Geçmişte daha büyük bir çeşitlilik var.
Peki, 1930'larda sakoleva armalı tırhandil var mıydı? Sorumu Halikarnas Balıkçısı'nın (Cevat Şakir Kabağaçlı) Yatağan adlı yelkenlisinin fotoğrafı yanıtladı.
“'Yatağan' Girit't hız için yapılmış yedi metre uzunluğunda üç tonluk, kartal burunlu bir tırhandildi. Kırmızı fırtına yelkeni için kısaca bir sereni, alelade rüzgarlara hissa edilecek beyaz yelken için de uzun bir sereni vardı... Yelken yine sakoleviydi.” Halikarnas Balıkçısı, Mavi Sürgün

Cevat Şakir ve sakoleva arma Yatağan'ı
Yukarıda görüldüğü gibi, Yatağan bir tırhandil. Armasıysa sakoleva. Öndeki eğik direkten ve yatık halde duran gönderlerden anlıyoruz. Bu sakoleva belki Girit'ten veya Yunanistan'dandı ama o sırada, yani 1930'larda Bodrum’daydı. Bu bana yetmişti: O tarihte Bodrum'da en az bir sakoleva tırhandil varmış.
Yatağan benim yapmak istediği yelkenliden ufak, yedi metreymiş. Ben biraz daha büyüğünü hedefledim, on bir metre kadar. İşte sakoleva tırhandil projesi böyle doğdu.