top of page

Kayığımızın Gövdesinin Yapımı 01 - Başlangıç

Mehmet Usta'yla tanıştım. Oturduk, konuştuk. Kafamdaki fikri anlattım. Ne boy bir kayık istediğimi? Yapıp yapamayacağını sordum. Yaparsa ne kadara olacağını? Fiyat verdi. Uygundu. Pazarlık yapmadım. Zaten yapmam. Bir şey uygunsa kabul ederim. Değilse de teşekkürler deyip kalkarım. 

Ardından usta bana daha önce yaptığı tırhandil yarım modelleri gösterdi. Hangisini istediğimi sordu. Açıkçası çok büyük farklar yoktu, ya da benim algılayabileceğim farklar. Evet, farklıydılar ama kafamdaki projeyi ilgilendirecek bir farklılık değildi bu. İkisi de olurdu. Sonunda bana daha estetik görüneni seçtim. 

Ardından bu yarım modelden yararlanarak üç ayrı plan çizdi usta. Bir mühendisin çizeceği incelikte değildi planlar ama ana fikri veriyordu. En önemlisi bodoslamaların ve postaların boylarını gösteren plan en önemlisiydi. Bu planlara bakınca bu tırhandilin daha enli olduğu, en-boy oranının yüzde kırk beş, kırk üç arası olduğu görülüyordu. Geniş bir tırhandildi. Kimisinin tercih etmeyeceği bir genişlik olsa da aslında ben tam da bunu istiyordum. 

 

Plandan sonra şablon aşaması geldi. Mehmet Usta böyle çalışıyor. Atölyenin zemininde bu plan ve yarım modelden yararlanarak kayığın bileşenlerinin gerçek ölçüde çıkarabilecekleri ölçekli bir bölüm çizilmiş. Buna sala diyorlar. Aynı yöntemi Yunan ustalar da kullanmış. Yani yöntemin kökeni Yunanistan. 

Salayı kullanarak omurga ve bodoslamaların şablonları yapıldı ve bunlar sonunda tek bir parça olarak birleştirildi. Böylece kayığımızın yandan görünümünün şablonunu görmüş olduk. Henüz orta omurga yoktu. Onun şablonunu çok daha sonra, bu iskeletin gerçeği yapılıp dışarı çıkartıldıktan sonra görecektim. 

Bu aşamadan biraz önce ilk bileşenler için ağaç aramaya da başlamıştı usta. Kayığın iskeletinde ağaç olarak dut, meşe ve biraz da karaağaç kullanıldı. Usta kuru ağaçla çalışacağını söylemişti ama bu sözüne uymadı. Daha sonra görüm ki, yaş ağaçlar çoğunluktaymış. Benim bir acelem yoktu, bekleyebilirdi kurumlarını. 

Ağaç konusu önemli. Ağaçların iyice kurutulması gerekiyor. Hatta bu kurutma safhasının ilk önce ağacın içindeki öz suyunun çıkartılmasıyla başlaması gerekiyor. Ağaç kurutan yerler var ama herkes tavsiye etmiyor bunu. Ağaçların zayıfladığını iddia edenler de var. Ama sonuçta biz ekolojik bir kayık yaptığımız ve bu yüzden de geleneksel yöntemleri kullandığımız için bu zaten bizim için uygun bir seçenek değildi. Yöntemimiz doğal kurutma olmalıydı. Mehmet Usta buna uymadıysa da daha sonraki ustamız İsmail Usta bu ayrıntıyı atlamadı. 

bottom of page