top of page
10552447_1464317790484197_69679636326224

Denizcilik Araştırmaları

Bir amacımız da geleneksel yelken armaları ve denizcilik araştırmaları. 

Foto Naftotopos sitesinin arşivinden 

Deneysel Denizcilik ve Laboratuvar-Kayık

Çok erken yaşta denizle tanıştım. Ve de yelkenle. İlk teknemizin makinesi pek güçlü değildi, sık sık yelkenle yol alırdık.  Uzun yıllar denizde çalıştıktan sonra geleneksel yelken armalarıyla ilgilenmeye başladım. Randa zaten tanıdıktı. İkinci teknemiz olan tırhandilimizin arması randaydı.  

 

Daha sonra latin, pıraçera ve sakoleva armaları keşfettim. Bölgemde bunların örnekleri kalmamıştı. Elden geldiğince araştırdım bu armaları. Sonunda sanırım tüm kaynakları bitirdim ama hâlâ bir sürü soru vardı kafamda.

 

İlk başta sadece meraktı. Zamanla bu kültürün niye kaybolduğunu sorgulamaya başladım. Gerekçe herhalde ekonomikti. Yine de kaybolmamaları gerektiğini ve belki başka türlü işe yarayacaklarını düşünmeye başladım. Düşünüyordum düşünmesine ama ortada bu yelkenleri deneyecek tek bir kayık bile yoktu. 

 

Sonunda bu farklı armaları deneyecek bir kayık yapma fikri belirdi kafamda. Böylece bu armaları tanıyabilir ve işlevsel potansiyelleri varsa keşfedebilirdim. Yani öyle bir kayık ki, hem bu geleneksel armaları hem de bunlarla ilgili denizciliği çalışılabilecektim. Deneysel denizcilik ve laboratuvar-kayık fikri böyle doğdu

Laboratuvar-kayıkta farklı yelken armalarını çalışacağız. Nasıl hazırlanıyorlar, nasıl kullanıyorlar ve manevralar nasıl yapılıyor? Deneysel denizcilik ise daha farklı bir şey. Aşağıda açıklayayım. 

Randa-pıraçera arma kayıklar  Gaff-lug rig caiques

Randa-pıraçera armalı bir perama ve tırhandil. Foto Naftotopos sitesinin arşivinden.

Geleneksel Yelken Armaları  Araştırmaları

Dört farklı geleneksel arma üzerinde yoğunlaşacağım: sakoleva, latin, pıraçera ve randa. Bunların da çeşitli alt türleri var.  Bir kısmında kare yelkenle de buluşacağız.

 

Armasına göre direk yeri değişiyor. İki farklı direk yeri düşündüm. Armasına göre direk yeri değişecek. Bazı armalarda direk öne eğimli olacak. Ayrıca çarmıhların yerleri de değişecek. Bir de tabii farklı serenler, gönderler, bumbalar, gizler, gabyalar. 

 

Amaç çeşitli seyirler yaparak bu armaları tanımak ve öğrenmek. Bu çalışmalardan gelecek verileri hem kitaplaştırmak hem de Bodrum Deniz Müzesinde araştırmacıların kullanımına sunmak istiyorum. Bu seyirler, katılmak istedikleri takdirde proje destekçilerimize de açık olacak.  

İlk hedef on dokuz ve on sekizinci yüzyıllar. Antik çağ şimdilik yok ama belki bir ara tek kare yelkeni deneyebiliriz. İlk başta sakolevayla başlayacağız ve ekonomik imkanlarımız el verdikçe diğer armalara geçeceğiz.  

Girit'te geleneksel iş kayıkları Traditional work caiques in Creteal

Girit'te 20. yüzyılın başında geleneksel kayıklar (sakolevalar). Foto İnternet'ten. Kaynağı öğrenildiğinde gerekli bilgi eklenecek.

Geleneksel Denizcilikten Deneysel Denizciliğe

Geleneksel Denizcilik sadece makinesiz değil, aynı zamanda epeyce düşük teknolojili bir denizcilik. Miş daha doğrusu. Sadece kol kuvveti kullanmaktan da bahsetmiyorum.  Ondan bolca olacak, o ayrı. Zeka ve gözlem de varmış. Havayı okumak, yıldızlarla seyir yapmak, iyi gözlemci olmak gerekiyor. Yani bedenlerimize geri döneceğiz. Deneysel Denizcilik bu. Dahil olmak. Olayın içine girmek. 

 

Yani son derece doğal, bedensel ve ekolojik bir denizcilik. Beni de geleneksel denizciliğin en çok bu kısmı cezbetti. İnsan bundan neredeyse altmış bin yıl önce birden fazla fiziksel sistemi bir araya getirerek denize açılmış ve bunu bedeniyle başarmış. Kendi kendine yetebilme, sorunları kendi bedeninle çözmek. Ne gerek var bunlara diyenler çıkacaktır. Bu işi yapan teknolojiler var artık. Doğru ama bedenlerimizi kaybetme pahasına.

Teknolojiye başvurmak bir tercih. Elden geldiğince az teknolojiye başvurmak, daha çok kendi bedenimizi kullanmak da bir tercih. Ben yaşamın bu şekilde daha keyifli olduğunu düşünenlerdenim. Aşırı teknolojinin bizden bedenlerimizi çaldığını, zihinlerimizi körelttiğini düşünüyorum.

Geleneksel denizcilik bu anlamda çok zengin bir alan sunuyor. Zihin de dahil bedeni doğayla buluşturuyor. Çeşitli seyirler yaparak bu alanı araştırmak, öğrenmek ve tanıtmak istiyorum. Deneysel denizcilik bu olacak: bedenlerimizle tanışmak, bedenlerimizle yaşamak. Doğada yaşayacağız, yön bulacağız, ellerimizi, kollarımız kullanacağız, havayı okuyacağız, kısacası hayvansal özelliklerimizle tanışacak, doğal insanlar olacağız.

bottom of page