Tırhandil Gövde
Kayığımızın gövdesinin yapımıyla ilgili fotoğrafları biraz aşağıda görebilirsiniz.
"Kayık motorsuz, sadece yelkenle yol alan bir tırhandil olacak. Tırhandilin de artık sayısı çok azalmış eski ve daha geniş formunu seçtim. İşin aslı, tırhandilin sabit bir en boy oranı yok, tarihsel olarak yüzde 45'ler ile 33'ler arasında değişen geniş bir yelpaze var."

Kayığın son hali
Kayığımız bir tırhandil. Tırhandil Ege’ye özgü bir deniz aracı. Ege’de geçmişten bugüne hâlâ kullanılan neredeyse yegane deniz aracı diyebiliriz. Bu kültürün kaybolmaması için tırhandili seçtim.
Hatta biraz daha ileri gidip tırhandilin de artık sayısı çok azalmış daha geniş formunu seçtim. Kayığın en boy oranı alışıldık tırhandillerinkinden farklı. Daha geniş. Günümüz Bodrum'unda, yakın zamana kadar sürmüş süngercilikten dolayı daha dar gövde baskındır.
Geçmişte, taşımacılık ve balıkçılıkta kullanılmış geniş tırhandillerin sayısı hiç de az değilmiş. İşin aslı, tırhandilin sabit bir en boy oranı yok, tarihsel olarak yüzde 45'ler ile 33'ler arasında değişen geniş bir yelpaze var.
Nitekim 1930'larda Nami’nin Mehmet Usta’nın Bodrum’da yaptığı ilk tırhandilin en boy oranı da yüzde 42 civarındadır. Henüz motorun olmadığı bir dönemde geniş gövdeli tırhandillerin varlığı çok normal. Yelkenlimiz motorsuz, sadece yelkenle yol alan bir tırhandil olacak.
Genel Özellikler

Kayığımızın güvertesi ve ambarı
Tırhandilimizin boyu bodoslamadan bodoslamaya 11.5 m ve eni de en geniş yerinde 5.25 m. Geniş bir tırhandil ve ölçüleri açısından, Bodrum Liman Başkanlığı verilerine göre Bodrum'da yapılmış o ilk tırhandilin kopyası.
Amaç geleneksel tırhandil olduğundan kayığımız geniş güverteli. Şimdikiler gibi güverteyi daraltan uzun bir üst yapı yok. Kıçta kısa bir yükselti o kadar.
Aşağıda da geniş bir ambar alanı olacak. Tıpkı eski iş teknelerinde olduğu gibi. Bir oturma bölümü, mutfak, tuvalet ve ranzalar düşünüyorum ama tuvalet dışında hiçbirini bölmelerle ayırmayacağım. Dolayısıyla konforu ön plana alan gezi teknelerinden farklı bir iç alanı olacak.

Kayığımızın kıçtan başa ambarının görünümü
Tamam, eskiyi canlandırıyorum ve konfor ön planda değil ama yine de elektriğe ihtiyaç var. O kadar da abartmayacağım. Motor olmadığı için elektriği güneş panellerinden sağlayacağız. Çok fazla elektrik tüketimi olmayacağından iki güneş paneli fazlasıyla yeterli olacaktır.
Herhalde ikinci önemli konu da uyuma alanı. Bölmelerle ayrılmış kişiye özel kamaralar yok. Güverte çok geniş, dışarıda da uyunabilir. Ama planım, içeride de en az dört ranza. Bu rakam belki altıya kadar çıkacak.
1930’ların iş teknesini yansıtacak kayığımız konfor açısından biraz ilkel olacak ama ekolojik uyum açısından bu açığı kapatacak.
Yapım Aşamaları
Kayığımızın yapımında en temel sorun omurga, bodoslamalar ve postalar gibi ağır ve büyük parçalardı. Bunlar için büyük aletler ve dolayısıyla atölye gerekliydi. Kestirip yerlerine monte ettirmem gerekiyordu. Bu aşama için sırasıyla iki ayrı ustayla anlaştım. Mehmet Usta ve İsmail Usta. İki usta olmasının sebebi her ikisinin de kendi sundukları anlaşma şartlarına uymayan fiyat artışları talep etmeleriydi. Ya para ya da iş yok dediler kısaca. Hakkını vereyim ikinci ustanınki bu piyasa da sık karşılaşılan ve maalesef normal kabul edilen bir yaklaşımdı. Onu o kadar dert etmedim o yüzden. Ama ilkininki bunun ötesindeydi. Planlanmış ve önceden başkalarına da uyguladığı ve dolayısıyla uzaktan yakından iş ahlakıyla ilgisi olmayan bir para çarpma yöntemiydi. Ben de haliyle reddettim. Kayığın başlangıç aşaması olan bu süreç büyük güçlüklerle bitti ve bir şekilde temel parçaları kestirip monte ettirmeyi başardım. Ama her iki ustanın da bu eylemleri yüzünden proje neredeyse başında sona eriyordu. İşin kalan çok büyük kısmı içinse kayığı evimin yanındaki arsaya taşıyıp kafam dinç kendi aletlerimle giriştim işe.