1920'lerde Bodrum limanında yelkenli iş kayıkları (Görsel Ali Şengün'den temin edilmiş Albert Gabriel'in fotoğrafından uyarlama)
Geleneksel İş Kayıklarını Korumak İçin Geleneksel Denizcilik
Geleneksel iş kayıkları, geleneksel yelkenliler nasıl korunur konusu giderek daha çok konuşulur oldu. Ama genelde sadece nesne olarak korunmalarından bahsediyoruz. Sadece gövdeler. Oysa hedef geleneksel denizciliğin yaşatılması olmalı. Ancak o zaman geleneksel yelkenliler ve de gövdeleri korunacaktır. Denizcilikleriyle yaşatılmaz, yani kullanılmazlarsa, eninde sonunda sadece müzelik veya seyirlik olacaklardır.
Bu yüzden Kayık1934 projesinde bir önceliğimiz de geleneksel denizcilik, yani bir geleneksel yelkenli yaparak bunu kullanmak ve kullanımını yaygınlaştırmak. Geleneksel denizcilik deyince de haliyle gövde kadar, hatta daha fazla, yelken armasını öne çıkarmak gerekiyor. Çünkü geleneksel denizcilik, henüz motorun, makinenin olmadığı, yaygınlaşmadığı bir dönemde yapılan yelken denizciliği.

Muhtemelen Osmanlı dönemi İstanbul'unda geleneksel iş kayıkları. Hepsi sakoleva arma.
Modern ve Geleneksel Denizcilikler
Nedir geleneksel yelkenli? Çok kullanılan bir terim ama ne kadar biliyoruz ne anlama geldiğini?
Geleneksel denizcilik modern çağın ürünüdür diye başlasam herhalde şaşırırsınız. Yok mudur ondan önce geleneksel yelkenliler? Vardır var olmasına da, geleneksel değillerdir? Sadece yelkenlidirler. Modernleri olacak ki, başka bir şeyler de geleneksel olsun.
Uzun uzun modern konusuna girmeyeceğim burada. Belki daha sonra. Sadece modernin, modern yaşamın dünyasında var olduğumuzu belirtmekle yetineyim.
Modern dünyanın en göze çarpan özelliği teknolojisidir. Olduğu yerde durmadığı gibi, sürekli gelişim içindedir, insanın rolünü, yani fiziksel güç kullanımını da epey azaltan teknolojilerdir bunlar. En başta da motor gelir.
Geleneksel Klasik Değildir, Yereldir
İlk önce klasik yelkenliyle geleneksel yelkenli arasındaki farkı koyalım. Sık sık birbirlerinin yerine kullanılıyorlar.
Biz klasik yelkenli değil, geleneksel yelkenli yapıyoruz.
Fark ne mi diyorsunuz? En basit şekilde tanımlarsak, klasik de gösteriş ve nesnenin getirdiği itibar daha ön plandadır. Gelenekseldeyse daha çok yerel ve insan öne çıkar.
Hem geleneksel yelkenli hem de geleneksel denizcilik belli bir yere özgü olandır. Deniz aracı, yani yelkenli büyük ölçüde o yerin kaynaklarıyla, sunduklarıyla yapılır, oranın ağaçları kullanılır.
Tasarım, malzeme ve teknoloji tamamen veya çok büyük ölçüde yereldir. Denizcilik bilgisi, kullanılan yelkenler, armalar vs de o yere özgüdür.

Geleneksel kayık yapımı. Tırhandil
Geleneksel İnsandır, Daha Az Teknoloji

Geleneksel denizcilikte yerel kadar önemli olan bir de insanın rolüdür. Büyük ölçüde insanın bedensel ve zihinsel emeğine dayanır.
En ileri teknoloji makara, palanga ve ırgattır. Mekaniktir dünyası. Ve bunları harekete geçiren insan. El becerisi. Çünkü armayı o yapar, yelkeni o tamir eder.
Kaptanlık gözlem ve tanımaktır. Denizi ve havayı. Kayıt sistemi beynidir. Her şeyi hatırlamak zorundadır.
Tabii hesap da, eğer ilkel de olsa navigasyon araçları kullanıyorsa.
Modern yelkenlideyse insan giderek denklemin dışında kalır. Payı azalır. Bedenini kullansa da teknoloji yardım eder büyük ölçüde. Vinçler ve ırgatlar. Elektrik.
Çok şey hatırlamasına ve bilmesine gerek kalmamıştır. Ona hatırlatılır. Gözlem ve dikkat de olmazsa olmaz değildir. Onu da elektronikler yüklenmiştir. Gerekirse uyarırlar.
Zaten motoru vardır. Zorlanırsa çalıştırır. Bedensel ve zihinsel emek azalmıştır.
Sakoleva armalı ufak kayık, bir tırhandil
Biraz teknolojik destek kötü bir şey değil elbette. Ama destek destek olarak kalıyor mu, yoksa yaşamlarımızı mı ele geçiriyor? Mesele bu.
Modern deniz aracı hem yereli hem de emeğini kullanan insanı devre dışı bırakır. Tasarım, teknoloji ve malzeme yerel değildir; dışarıdan gelir. Buradaki dışarı başka bir yerel, başka bir yerelin geleneksel yelkenlisi de değildir.
Olay değişmiştir. Süreçler herhangi bir yerelde çözülemeyecek kadar karmaşıklaşmıştır. Ağacı temin edip kendi teknenizi yapmak gibi değildir. Tasarım da, malzemeler de, kullanılan teknoloji de tek başınıza veya herhangi bir yerelde ulaşamayacağınız aşamalardan geçip gelir. Yerel, denklemden çıkmıştır.
Özetle, modern deniz aracı veya yelkenli bir müdahaledir, dışarıdan müdahale, yereli ve insanı devre dışı bırakan bir müdahale. Müdahale deyince hemen olumsuz düşünmemeli elbette ama şunu da kesinlikle düşünmeliyiz:
Bu müdahale ne ölçüde olmalı, nereye kadar gitmeli? Yerelin ve insanın tamamen devre dışı kalmasına göz yumulmalı mı? Bir orta nokta bulmak gerekmiyor mu?

İspanya'dan günümüze uyarlanmış iki geleneksel yelkenli. Destek olarak ufak takma motorlar koymuşlar.

Kayık1934 bunu tartışmak için geleneksel denizcilik diyor, bir geleneksel yelkenliyi canlandırmaya çalışıyor.
Her müdahale sınırla gelmeli. Özellikle de konu yerel ve insansa.
Ama sadece bu ikisi de değil, Bir de çevre, doğa ve ekoloji var.
Geleneksel denizcilik hem karbon ayak izini hem de ekolojik ayak izini zarar vermeyen düzeye çeker.
Geleneksel yelkenli sadece eski ve güzel olan değil, aynı zamanda yereli ve insanı öne çıkaran yelkenlidir, denizciliktir.
Bize bu ikisini, bu ikisinin yaşamlarımızdaki rolünün ne kadar önemli olduğunu hatırlatır.
Geleneksel denizcilik insanın yerel kültür üzerinden denizle buluşmasıdır.
Muhtemelen Avrupa'nın Atlantik tarafından çeşitli geleneksel yelkenliler