Yelken armalarıyla ilgili nasıl bu kadar yayıldığını anlayamadığım bir yanlış bilgi var: “Kare yelken orsa gidemez”. Hatta bırakın kare yelkeni, latin ve sakoleva yelkenleri için bile orsaya gitmez diyenler çıkabiliyor. Garip! Hatta saçma. Orsa seyri o kadar da yelkenle ilgili bir şey değil. Fotoğrafta, kare yelkeniyle orsaya giden bir Viking replikası var. Görüldüğü gibi gidiyor.
Eğer biraz yelken teorisi biliyorsak, biraz yelken dediğimiz şeyin nasıl çalıştığından anlıyorsak, bu bilginin yanlış olduğunu hemen görmemiz gerek. Çünkü rüzgâr kare yelkenin üzerinden de tıpkı markoninin üzerinden geçtiği gibi geçer. Yani aynı kanat profili fiziği söz konusudur. Fizik yasaları tüm yelkenlerde aynı şekilde çalışır.
Bu şu demek, markoni de kare yelken de aynı şekilde çalışır. Dolayısıyla, iki yelken türü de orsaya gider. Latin de gider, sakoleva da gider. Sadece kesim farkı, biçim farkı, alçak-yüksek profil farkı vb faktörlerden dolayı bazı yelken biçimlerinin orsa performansı diğerlerinden daha iyidir. Ama günümüz teknolojisinden yararlanarak kare yelkeni de acayip orsaya gider hale getirebilirsiniz. En altta bir modern örnek var.
Orsa, bildiğiniz gibi, denizcilik dilinde rüzgâr üstü demek. Onun tersi, yani rüzgâr altı da boci olarak adlandırılır. Ama bu ikinci terim biraz unutulmuştur. Yani rüzgârın geldiği yön orsa, rüzgârın estiği yönde bocidir. Ya da rüzgâr üstü ve rüzgâr altı. İki tür orsa seyri vardır: Dar apaz ve borina. Borina, yani alaborina gitmek, rüzgârın gediği yöne olabildiğince yakın seyretmektir. Bu terim de pek kullanılmıyor artık. Kayık1934 projesi olarak bu terimleri de geri getireceğiz.
Niye borina terimini hatırlattım. Çünkü Halikarnas Balıkçısı’nın, romanlarından birinde meşhur ettiği “aganta, borina, borinata” komutu alaborina seyirle, yani orsaya gitmekle ilgilidir. Balıkçının sayesinde epeyce duyulmuştur bu komut ama ne anlama geldiğini çok az kişi bilir.
Bu komut sadece kare, pıraçera ve sakoleva yelkenlerin orsa seyrinde kullanılır. Markoni ve latinde yoktur. Çünkü bu yelkenlerin orsa yakalarında sırasıyla bir direk ve bir seren vardır. Diğerlerinde ise orsa performansını arttırmak için bu yelkenlerin orsa yakalarında borina donanımları bulunur (fotoğrafta beyaz çemberin içindeki donanımlar) ve bu komut sonuna kadar gerilmeleri komutudur. Demek bu yelkenlerle de orsa seyri yapılabiliyor ki, böyle bir komut var. Evet, kimimize şaşırtıcı gelebilir ama kare yelkenle orsa seyri yapılabilir ve yüzyıllardır da yapılıyor. Hatta bu fotoğraftaki Viking replikalarıyla 50 dereceye kadar yaklaşıldığı söyleniyor.
Başta dediğim gibi, orsa seyri yapabilmenin ufak bir kısmı yelkenle ilgilidir. Asıl belirleyici olan, gövdenin su altındaki biçimidir. Orsa seyri, gövdenin omurgasını aşağıya doğru uzatmakla mümkün olur. Bir de salma koyarsanız, daha da artar orsa performansınız. Denizciler bu ilişkiyi keşfetmiş ve böylece de orsa seyri başlamıştır. Orsa seyrini sadece yelken tipine bağlamak, özellikle de sadece markoni tip yelkenle mümkün olduğunu iddia etmek, maalesef bilgisizce ortaya atılmış bir iddiadır. Doğru değildir.
Bazı yelkenler diğerlerinden daha iyidir orsa seyrinde ama sonuçta, eğer teknenin altında yana kaymayı engelleyecek bir uzantı varsa tüm yelkenlerle, şekilleri ne olursa olsun, orsa seyri yapılabilir. Aslında böyle bir uzantı olmadan bile gidersiniz ama çok zorlanırsınız ve fazla da yol alamazsınız. Gerçi denizciler o durumda bile, arma tipleriyle veya gövdenin ağırlık merkeziyle oynayarak orsa performanslarını arttırmışlarsa da asıl ilerleme gövdenin su altı şeklini geliştirerek olmuştur. Kayık 1934 projesinin yelken çalışmalarında bu konuyu da araştıracağız. Gövde sabit kalacağından, farklı yelken armaları arasındaki performans farklarını tespit edebileceğiz. Kayık1934 - Timuçin Binder
Comments